Başaklar ve Ayrık Otları hakikatin yalandan, iyinin kötüden, doğrunun yanlıştan ayırt edilmesinin zorunluğunu ima eden bir İncil deyimi. Tage Lindbom, zamanımızda seküler ve modern projenin kendini hayata geçirme imkanı bulabilmek için hakikat ve yalan arasında bir orta bölge oluşturarak göreceliliğin at koşturduğu bir meydan inşa ettiğini söylüyor bize. Eser, bu şartlar altında, post-modern söylemlerin yeni bir paradigma sunmadığı noktasından hareketle; Bu söylemlerin, düşünen beyinleri daha fazla ablukaya almadan içinden geçtiğimiz kırılma döneminde hakikate doğru keskin dönüşte önemli bir rol üstlenmektedir.
Bu kitap, manevi mühürlenme ve iyiyi kötüden, hakikati yanlıştan ayırt etme acziyeti ile gün geçtikçe körleşen seküler insan için korkunç bir hızla yaklaşan büyük kararlar saatini ima etmektedir. Modernist şaşkınlığın muhtelif yönlerini ihata ile analiz eden yazar, çağdaş mantaliteyi zehirleyen ilerlemeci illüzyonların ve yüz yüze geldiğimiz tüm tehlikeleri önlemek üzere karşısına bizi yerleştiren genelleşmiş bir kaos sorunsalının şiddetle aleyhinde bulunmaktadır. Ancak bütün umutlar kaybedilmiş değildir, çünkü bütün zehirli çözümler, samimiyetle isteyen insan için erişilebilir olsa bile, hakikat, aşkın ve kurtarıcıdır ve ilahî rahmet kaybolmaz.
Evet, hakikat aşkındır. İşte tam da bu yüzden elinizdeki eser, basitçe tövbekâr bir sosyalist ya da politik bir emektar çalışması olarak düşünülmemelidir. Yazar elbette hâlâ dev bilgisi olduğu politika ve sosyolojiye atıfta bulunmaktadır; ancak bu atıflar, kendisini ifade ettiği üstün (tekrar bulunan faziletin zaman üstü) bakış açısındandır. Dünyanın bugün içine saplandığı düzensizlik batağında herşey bir yana, salt onu dinlemek bile ibret verici olacaktır.