Revizyonist sistemin çökmesi ile dünya burjuvazisi, sosyalizmin bittiğini, kapitalizmin ebediliğini ilan etti.
Medya tekelleri, Doğu Bloku çekerken, halkların putları yıkıp özgürlük tutkusu´yla Batı´ya akışını resmetti aylar boyu. Birkaç yıl sonra, nasıl olduysa oldu, aynı halklar, ellerinde Lenin- Stalin posterleri, dillerinde devrim ve sosyalizm şiarlarıyla meydanları doldurur oldular.
Kapitalist ideologların çarpıtıp kışkırttığı sosyalizm aleyhtarı dalga, bu durumda zorlanmaya başladı. Marx haklıydı, sosyalizm verimliydi, Stalin Hitler faşizmini yenmede belirleyici rol oynadı gibi ´yeni´ fikirler öne sürmeye başladılar. Böyle bir ortamda sosyalizmi, sosyalizmin başarılarını ve yalnızca Sovyet halklarına değil, tüm
insanlığa sunduğu kazanımları sergilemek, yeniden büyük
bir önem kazandı. Bu çabanın bir parçası, Stalin´i düşünsel ve pratik etkinlikleriyle anlatmaktır. Çelik irade, Stalin´e en uygun nitelendirmelerden biridir. Zira o, 1905 Devriminin hazırlığından başlayarak 1917 Ekim Devrimine kadar,
siyasal ve örgütsel önderlik sanatında, tam çelik irade sergilemiştir. İşçi sınıfının ilk sosyalist iktidarı altında sosyalist ekonominin inşaasının yaklaşık otuz yıllık dönemi, Hitler faşizmine karşı dünya halklarının antifaşist direnişin ideolojik, teorik, siyasal ve askeri tüm alanlarda önderlik yeteneği, kapasitesi, irade ve kararlılık simgesi oldu. Bunların bilgisiyle donanmak, olumluları yanında olumsuz deneyleri de irdeleyerek geleceğe, daha gelişmiş projelerle hazırlanmak işini unuttuğumuz sanılmasın. ´ Kimileri için Stalin, sosyalizmin ve işçi sınıfı devletinin başarısızlıklarının sorumlusu, sonraki çöküşün hazırlayıcısıdır. Elinizdeki kitabın, bu tür iddialar karşısında da gerçeklerin bilgisine ulaşmak isteyenlere genel bir çerçeve sunmakta olduğu inancındayız.