Bronte ailesinin hayatı, yazdıkları romanlar kadar etkileyici ve trajiktir: Yorkshire Haworth´ta sıkıcı bir eve kapanmış üç kız alkolik bir erkek kardeş.

James Tully, Bronte ailesinin yaşam ve ölümlerindeki tutarsızlıklardan etkilenerek Haworth´ın gizemlerini araştırmaya girişti. Bu araştırmaların sonuçları öyle karanlık ve şaşırtıcıydı ki bunları bir kitapta toplamaya karar verdi. Gerçek karakterleri ve olayları kullanan yazar, bize Bronte efsanesinin arkasındaki olağanüstü gerçeği sunuyor.
Kitabın konusu geliştikçe rahatsız edici birçok soru ortaya çıkmaya başlıyor. Bu üç kız kardeş nasıl oluyor da taşrada, herkesten uzak yaşarken böylesine karanlık ve karmaşık tutkular hakkında bu kadar çok şey biliyorlardı?
Charlotte´ın kocası Arthur Nicholls´un, Emily´yle onu hamile bırakacak kadar yakın ilişkisi var mıydı?
Uyuşturucu kullanan alkolik şair ve sanatçı Branwell aynı zamanda usta bir şantajcı mıydı?
Kız kardeşlerin meşhur takma adı, hepsini yöneten ve hayatlarını değiştiren bir erkekle mi ilgiliydi?
Arthur Nicholls neden Charlotte´ın arkadaşlarına mektup yazmasını istemiyordu ve neden Mrs. Gaskell´in Charlotte Bronte´nin hayatını yayımlamasını engellemeye çalıştı?
Anne, Emily´nin ölümüyle ilgili gerçeğin ortaya çıkmaması için mi zehirlendi? Niçin Mr. Bronte vasiyetini, her şeyini Arthur Nicholls´a bırakacak şekilde değiştirdi?
Bütün bunlar okuru hayati bir soruya götürüyor: Bronte ailesinin fertleri arasında soğukkanlı hesaplı bir katil mi vardı?