Hıristiyanlık denince akla hemen İsa gelmesine ve asırlardır yüz milyonlarca insanın onun adını yüceltmesine rağmen çok az sayıda insanın tarihin İsa'sını anladığı ve onun yapılmasını istediği şeyleri yapmaya çalıştığı inkar edilemez bir olgudur. Çünkü onun sözleri ölümünden sonra ilk Hıristiyan toplumu ve İncil derleyicileri tarafından zaman içinde ortaya çıkan yeni durumlara uygun olarak yeniden yorumlanarak, redaksiyon ve revizyona tabi tutularak orijinal bağlamlarının dışına itilmişlerdir. Öyle ki bu süreçte ölümünden birkaç on yıl gibi çok kısa süre zarfında doğumu, gösterdiği mucizeler, çarmıha gerilişi ve dirilişiyle ilgili anlatılan öyküler, daha ilk yüzyılın sonlarında onun ?Tanrı oğlu, Mesih, Rab, Tanrı ile aynı cevhere sahip varlık ve hayatın ışığı gibi sıfatlarla yüceltilmesine sebebiyet vermiştir. Böylece de bir Musevi peygamberi olan İsa, kendisine ibadet edilen bir Gentile Tanrı'ya dönüştürülmüştür.
Batı Hıristiyan dünyasında son 200 yıldır tarihin İsa'sının gerçekte kim olduğunu ortaya koymaya yönelik yapılan çalışmaları ele aldığımız bu eserimizde temelde şu sorulara cevap aranmaya çalışılmaktadır: İlk yüzyılda Filistin bölgesinde Yahudi bir ailede dünyaya gelen Meryem oğlu İsa gerçekte kimdi? Mesajı ve misyonu ne idi? İnciller hangi oranda onun gerçek mesajını yansıtmaktadır? Veya diğer bir deyimle İncillerde yer alan söz ve eylemler ne oranda tarihin İsa'sına aittir? İsa özellikleriyle yaşadığı toplumda temayüz etmiş? Niçin döneminin idarecilerinin tepkisini çekmiş? Akıbeti ne olmuş? Ve ölümünden sonra ilk Hıristiyan cemaati tarafından nasıl manipüle edilmiştir?