Bir varmış bir yokmuş, çok eski zamanlarda bir Çin padişahının başkentinde karısı ile oğlunun geçimini güçlükte sağlayan Mustafa adlı yoksul bir terzi, bu terzinin de Alaaddin adında, dikbaşlı, huysuz ve terbiyesiz bir çocuğu varmış. Alaaddin biraz büyüyünce onu artık evde tutamaz olmuşlar.

Yüzüklerin Efendisi´nin yazarı J.R.R. Tolkien der ki, Bugün herhangi birisine, bildiği birkaç masal adı sorsanız, içlerinden bir tanesi mutlaka Fransız yazar Charles Perrault´ya aittir. Ve bu masal da muhtemelen ya Kırmızı Başlıklı Kız ya da Çizmeli Kedi olacaktır.

Daha önce hiç İzlanda, Norveç, Finlandiya ve İsveç masalı okudunuz mu? Okumadıysanız, işte kaçırmamanız gereken bir fırsat! Bu soğuk ülkelerin masalları, hem sade dili, hem üslupları hem de öyküleriyle içinizi ısıtacak! Masallarda anlatılan devlerin, trollerin, sihirli değirmenlerin, gümüş tavşanların, görünmez insanların başından geçenleri heyecanla okuyacaksınız.

Neredeyse okumayanın, dinlemeyenin bulunmadığı Hansel ve Gretel masalının yaratıcıları Grimm Kardeşler´den birbirinden güzel 13 masal... Rapunzel ve Kurbağa Prens gibi çok bilinenlerin yanı sıra Üç Çıkrıkçı Kadın, Kunduracı ve Küçük Cinler gibi daha az tanınmış masallar bir arada... Bu masallar sayesinde, Grimm Kardeşler´in ne kadar usta masal anlatıcıları olduklarına bir kez daha tanık olacaksınız.

Uzun mu uzun yıllar, belki de yüzyıllar önce ülkenin birinde astığı astık, kestiği kestik, yol yordam bilmez, hatır gönül tanımaz, aklına nasıl eserse öyle davranan bir padişah yaşarmış. Bir yaptığı bir yaptığını tutmaz, aklına bir şey takıldı mı hemen uygulansın istermiş.

Bir varmış, bir yokmuş, eski devirlerde Basra´da çok zengin bir tüccar, bu tüccarın da biri kuyumcu, diğeri bakırcı iki oğlu varmış. Günlerden bir gün tüccar birden hastalanmış ve birkaç gün sonra da ölmüş. Çocukları da babalarını gömdükten sonra kalan malları aralarında bölüştürüp işlerinin başına dönmüşler.

Bir varmış bir yokmuş; evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer top oynarken eski hamam içinde, ülkenin birinde, bir padişahın üç kızı varmış. Bunların her üçü de gelinlik çağına gelmişlermiş, ama padişah, kızlarının karşısına kim çıkarsa çıksın bir bahane buluyor ve kimselere vermek istemiyormuş onları.

DÜNYANIN BELLEĞİ KOLEKSİYONU MASALLAR VE EFSANELER DİZİ İLYADA Akhalar, Troyalı Paris´in kaçırdığı Spartalı Helena´yı kurtarmak için Troya önlerine dek gelirler. Troyalılarla Akhalar arasında bitmek bilmeyen savaşlar başlar. Troya Ovası´nda ölüm ve acı kol gezmektedir. Akhalar yurtlarını yeniden görebilecek mi? Troyalı Hektor, Akhalardan kurtulup evine geri dönebilecekmi? Bu soruların cevabını Tanrıların gizemli dünyasına uzanan İlyada´da hep birlikte öğrenmeye ne dersiniz?

Hava çok soğuktu; fırtınayla birlikte, kar yağıyordu. Ortalık kararmıştı. Yılın son günüydü. Bu dondurucu soğukta, üstü başı perişan, zavallı bir kız çocuğu sokaklarda dolaşıyordu. Ayakları çıplaktı. Oysa evden çıkarken ayaklarında eski de olsa bir çift terlik vardı. Ama terlikler ayaklarına o kadar büyük geliyordu ki, bir kaldırımdan öbürüne geçerken düşürüp kaybetmişti.

Roma tarihi, yüzyıllardan beri hayal gücünü tetikler. Bunlar çok bilinen basit paralı askerler ya da kişiler olsa dahi: İmparator constantin gibi bilge. Neron gibi deli. Spartaküs´ün görüntüsüne baş kaldıran ya da jules sezar gibi fatih. Hannıbal gibi acımasız düşmanlar ve afrikalı scorpion gibi büyük komutanlar. Tümü bu bin yıla yayılmış olan güçlü uygarlığın kahramanlarıdır.

Roland tuzağa yakalanmaya nasıl razı oldu? Kurt D´Lbengrin rolünü oynamak için, tilki hangi hileyi tasarladı? Tristan ile iseut yasak aşklarını kral manc´tan gizlemeyi başarabilecekler mi? Orta çağımızın dehşet verici ya da acayip dünyasında yolculuk etmek için öyküler, destanlar ve masallar...

Kelt ozanları şarkılarında Keltler´in destanını dile getiriyor ve kutsal kâhinlerin gizemlerini örten perdeyi aralıyor. Dana kabilelerini zafere götüren Tanrı Lug´ün kahramanlıkları. Olamaid ile Grainne´in trajik aşkları anlatılıyor. Koca bir orduya tek başına kafa tutan Cuchulainn´in yiğitlikleri övülüyor.

Loch Ness´in loş sularında gerçekten bir canavar var mı? Bermuda üçgeni, gerçekten üzerinden geçen her şeyi yutuyor mu? Gizemle dolu yerler insanların her zaman ilgisini çekti, gözlerini kamaştırdı ya da onları korkuttu. Bunların bazıları bugün gizemlerinin bir bölümünü açığa vursalar bile hayal gücümüzü harekete geçirmeye ve bize hayal kurdurmaya son vermediler.

Kutsal ırmak Nil´in ülkesi: Güçlüler güçlüsü tanrılar ve büyücüler, gökyüzünün atadığı firavunlar, gözüpek köylüler... İsis ne pahasına olursa olsun Ra´nın iktidarını ele geçirmek ister; önce Osiris, sonra Horus, kırmızı Tanrı Zalim Sethle boy ölçüşür; köylü Kunapup ile bilge İpover firavuna meydan okur.

Değişik ülkelere ait bu masallardan, uzun saçlı genç kızlar göz kamaştırır, prenslerse gönül çelerler. Bu büyülü dünyada, çoban kızlar kraliçe olur. Tutsak genç kızlar prensler tarafından kurtarılır. Kötüler cezasını bulur, iyiler ödüllendirilir ve bize bunun her zaman böyle olacağı söylenir. Ne olursa olsun, periler her zaman iyilerin üzerine titrerler.

Eski Mısır´da, tanrılar hayvan kılığına girer. Büyücüler mucizeler gösterirlerdi! Ve tanrılar bazen Mısırlılar´a seslenirdi. Ancak tanrıları işitmek ve anlamak için kutsal kurallara uymak gerekirdi: Doğaya saygı göstermek, hayvanları sevmek, gerçeği yalana, adaleti adaletsizliğe yeğlemek gibi..

Tanrılar, kahramanlar ve canavarlar... Kronos çocuklarını neden yutar? Hades, kendisine eş olarak seçtiği Persephone´yi nasıl kaçırır? Iason Altın Post´u nasıl ele geçirir? Hayal gücünüzü sarsacak ve uzun süre etkisinden çıkamayacağınız muhteşem güzellikte ve inanılmaz serüvenler...

Hırslı insanlar, sarayda iktidarı ele geçirmek için toplanırlarken, Odysseus Akdeniz´de bin bir serüven yaşar... Tepegöz´le savaşır, denizkızlarına rastlar, insanları domuza dönüştüren büyücü kadın kirke´nin sarayında kalır... Odysseus bütün bu tehlikeleri aşacak, sarayında kalır.. Odysseus bütün bu tehlikeleri aşacak, sarayına dönüp, tahtını ele geçirebilecek midir?