Paraguay`ı da aynen Fransa gibi yapmak üzere Paris`ten ülkesine Ella ile birlikte dönen Franco babasının yerine iktidara geçtiğinde Arjantin, Brezilya ve o zamanki adı Banda Oriental olan Uruguay`a savaş açarak Paraguay`ı büyük bir felakete sürüklemişti. İşte bu tarihsel ve toplumsal trajenidin içinde Paraguaylıların ve bu ülkedeki yabancıların yaşadığı hüzünlü aşklar, derin tutkular, korkunç acılar, büyük ihanetler ve elbette politik çatışmalar ve iktidar kavgaları...

İngiltere`nin en önemli sanat tarihçilerinden ve Kraliçenin sanat danışmanı Anthony Blunt`un bir zamanlar Sovyet casusu olduğu ortaya çıktığında yer yerinden oynamıştı. Oxford, Cambridge gibi toplumun elit kesiminin okuduğu ve yetiştiği seçkin kurumlarda Soyvet casuslarının cirit atması sadece İngiltere için değil tüm batı dünyası için dehşet verici bir şeydi. İngiliz istihbaraatının başına geçmek zere iken kendisinden kuşkulanılmaya başlanması üzerine Moskova`ya kaçan Kim Philby`nin yanı sıra Guy Burgess v

Amerika kıtasının asıl sahiplerinin, Kızılderililerin son 150 yıllık yaşamı kadın bakış açısıyla, çevreci bir duyarlılıkla ve tabii bir Kızılderili perspektifiyle değerlendirilince ne ortaya çıkabilirse, öncelikle güçlü bir eleştiriyle ve ince bir mizahla yoğrulmuş olarak, bu kitapta bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Avrupalı göçmenler, `Beyaz Adam` kıtaya egemen olduktan sonra Kızılderili kabilelerin kültürlerini ve topraklarını nasıl savundukları anlatılan bu kitap bir tür sözlü tarih çalışması olarak d

Savaştan söz edildiğinde cephede silah elde çarpışan erkekler mi, yoksa cephe gerisinde o savaşın bin bir türlü eziyetini çeken silahsız kadınlar mı daha büyük felaketlerle karşılaşırlar? Bu soruya yanıtınız erkeklerden yana ise bu kitabı okuduktan sonra bir daha düşünmek zorunda kalacaksınız! 17 yaşında Koreli bir öğrenci olan Soon-ah`ın İkinci Dünya Savaşı sırasında başına gelenleri anlatan bu kitap gerçek bir yaşam öyküsünden yola çıkan bir tarihsel roman... Ancak bu kitapta anlatılanlar sadece Soon-ah v

Angela`nın Külleri`nin yazarı Frank McCourt`ın Tarihsel romanın yeni ustası olarak nitelendirdiği Sheri Holman`ın bu romanı Umberto Eco`un Gülün Adı`ndan bu yana yayınlanan en sürükleyici tarihsel roman olarak değerlendiriliyor. Romanlarında ele aldığı dönemleri ve koşulları en ince ayrıntılarına kadar inceleyerek öyküsünü belgesel titizliğiyle işlemesiyle tanınan Holman, Azize Katherine`in Çalınan Dili`nde okuru 15. yüzyıla götürüyor. Günümüzden 500 yıl önce bir grup insan Almanya`dan Filistin`e hac yolcu

ABD Başkanı Clinton`ın danışmanlarından Güney Afrika Cumhuriyeti doğumlu Mark Mathabane`nin kaleminden kız kardeşi Miriam Mathabane`in ve yedi çocuklu Mathabane ailesinin yaşam öyküsünün anlatıldığı bu kitapta 70`li ve 80`li yıllardaki Güney Afrika`yı bulacaksınız. Siyah lider Nelson Mandela`nın da genç bir avukat olarak siyasal mücadelesine başladığı yer olan Alexandra kasabası Johannesburg`un siyah gettosudur. Miriam`ın doğum yılı olan 1960`dan hemşire olma hayalini gerçekleştirmek üzere ABD`ye, ağabeyi M

ABD`de Pulitzer Edebiyat Ödülü kazanan yazarlardan olan Eudora Welty Amerikan orta sınıfının gündelik yaşamını en iyi yansıtan romancılardan biri olarak tanınıyor. The New York Times gazetesinin ``Eudoro Welty`nin yazdığı en iyi kitap`` olarak değerlendirdiği Aptal İncir Ağacı`nın bir özeti roman olarak basılmadan önce The New Yorker gazetesinde de yayımlanmış ve olumlu eleştiriler almıştı. Mississippi`deki bir kasabanın yaşamından bir kesit sunan Aptal İncir Ağacı insanların yakınlarına ve geçmişlerine y

ABD`de en çok satan kitpalar arasında yer alan Sheri Holman`ın bu romanı ABD`de bu yılın başında yayınlandığında büyük övgü aldı ve heyecan verici bir tarihsel roman olarak değerlendirildi. Sanayileşmekte oaln 19. yüzyıl İngiltere`sinde alt sınıfların gündelik yaşamını bir belgesel titizliğinde ve çarpıcı bir duyarlılıkla anlatan Elbisenin Kiracısı`nın ana karakteri gündüzleri bir çömlek imalathanesinde çalışan, geceleri ise fahişelik yapan 15 yaşındaki Gustine`dir. Gece işinde zengin tabakayla daha rahat

Yıl 1942, İkinci Dünya Savaşı tüm hızıyla sürüyordu. Fransa, Hitler`in ordularının çizmeleri altında çiğnenmenin utancını yaşıyordu. Paris`in sembolü Eyfel Kulesi`nin tepesinde Nazi bayrağı, gamalı haç dalgalanıyordu. Berlin satine göre yaşamaya zorlanan Perislilerin Alman işgalini her an hissetmeleri sağlanıyordu. Günlük yaşam savaş tarafından belirlenmekle birlikte cinayet, tecavüz, hırsızlık gibi suçlar da işlenmeye devam ediyordu ev bunlar da çözülmek zorundaydı. Fransa Emniyeti`nden Jean-Louis St-Cyr

`Tarihin kaybeden tarafında olanlar yiyecek ekmek bulabilmek umuduyla düşmanın bakış açısını kabul etmek zorunda kalırlarsa aslında açlığı ve köleliği kabul etmiş olurlar.`` Kuzey İrlandalı bir Katolik olan Ronan Bennett IRA ilişkisi nedeniyle 18 ile 23 yaşları arasında kalan 5 yılını çeşitli cezaevlerine girip çıkarak geçirmiş. Siyasal mücadelenin böylesine doğrudan bir öznesi olmanın kazandırdığı deneyim ve bakış açısının ürünlerini yansıtan Kongo Ateşi, politika ile sanatın ve sanatçının ilişkisini tart