Cesur delikanlı d'Artagnan, Paris'te kendisine güzel bir gelecek kurmayı planlıyordu. Ancak daha şehrin girişinde başı derde girdi. Önce kibirli bir yabancıyla tartıştı ve iş bulmasını sağlayacak mektubu çaldırdı. Ardından birkaç silahşörle sorun yaşadı. Neyse ki bu silahşörler akıllı adamlardı, bu delikanlının iyi bir dost olacağına karar verdiler. Üstelik d'Artagnan'ın dürüstlük ve cesaretinin yanı sıra çok daha değerli bir özelliği vardı. Delikanlı çok da akıllıydı. Sonrasında yaşanacak olaylar, silahşör

1815 yılıydı. Şubat ayının son günlerinde, Marsilya limanına üç direkli, yelkenli bir gemi yaklaşıyordu. Firavun adlı yelkenliydi bu. İzmir, Triyeste ve Napoli Limanlarına uğramıştı. Gemi, İf şatosu önünden geçerken, sahil koruma kılavuzu yelkenliyi karşılamak için yola çıktı. İf şatosu en ağır suçluların kapatıldığı bir hapishaneydi...

1625 Nisanının ilk Pazartesi günü bir pazar şehri olan Meung, büyük bir kargaşa içerisindeydi. Etrafta koşuşturan kadınlar, çığlık atan, ağlayan çocuklar şehirde büyük bir huzursuzluk olduğunu gösteriyordu. Bazen çevrede dolaşan iri kıyım adamların bellerindeki hançerleri ve diğer silahlarını gizlemek için ceketlerini sık sık kapattıkları görülüyordu.

Alexandre Dumas (pere) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa'yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Yaşadığı dönemin sevilen ve en çok okunan romantik yazarlarından biridir. Monte Cristo Kontu ilk kez 1844 yılında Journal des Debats'da tefrika edilmiş, Batılı kültür dünyasına tüketilmesi imkânsız bir arketip armağan etmiştir. Sinemaya, tiyatroya, televizyona ve hatta bilgisayar oyunları

Alexandre Dumas (père) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa'yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Yaşadığı dönemin sevilen ve en çok okunan romantik yazarlarından biridir. Siyah Lale romanı, yazarın Monte Cristo Kontu, Demir Maske gibi en tanınmış eserleri arasında yer alır. Hollanda tarihinde ?lale çılgınlığı olarak bilinen dönemin üzerinden otuz yıl geçmiştir. Johan de Witt ve karde

Kim bu gizemli Monte Cristo Kontu ve bu kadar büyük bir serveti nasıl kazandı ? Korkunç bir şaro, büyük bir kötülük, romantik bir genç, şaşırtıcı bir hazine avı ve akla hayale sığmayan bir intikam planı... Monte Kristo'nun macerasını soluk soluğa okuyacaksınız.

Alexandre Dumas fils (1824-1895); Henüz 24 yaşında yayımladığı Kamelyalı Kadın'ın (1848) içtenliğiyle tüm zamanların en tanınan aşk romanlarından birini imza atmakla kalmamış; Verdi'nin La Traviata (1853) operasından günümüze, gerek sanatı gerekse hayatı etkilemeyi sürdürmüştür.

1815 yılının 24 Şubat günü, Notre-Dame de la Garde'ın gözetleme kulesinden, İzmir, Trieste, Napoli limanlarına uğrayan Firavun adlı geminin döndüğü haberi geldi.  Meraklı izleyiciler, her zaman olduğu gibi, hiç vakit yitirmeden Saint-Jean Kalesi'nin rıhtımına doluştular; çünkü Marsilya'da bir geminin dönüşü insanlar için her zaman büyük bir olay olmuştur, özellikle de geminin sahibi kendi kasabalarındansa.

Alexandre Dumas (1802-1870), 19. yüzyılın en verimli ve sevilen Fransız yazarlarındandır. Önce oyunları daha sonra da tarihsel romanlarıyla büyük ün kazanmıştır. Özellikle, Kardinal Richelieu dönemindeki dört gözüpek kahramanı anlattığı, Üç Silahşörler, Monte Cristo en tanınmış yapıtlarıdır. Alexandre Dumas renkli bir tarihsel türden, genellikle 16. ve 17. yüzyılda geçen heyecanlı bir öykü yaratmıştır. Alexandre Dumas´nın uzun bir süre önemsenmeyen yapıtları günümüzde ön plana çıkmış ve romantizme getirdiği

Alexandre Dumas (pere) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa'yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Yaşadığı dönemin sevilen ve en çok okunan romantik yazarlarından biridir. Dumas uzmanı Claude Schopp, yazarın ölümünden sonra Dumas'nın özel belgelerinin arasında Sainte-Hermine Şövalyesi'nin ilk bölümüne tesadüf eder, izini sürerek Le Moniteur Universel'de tefrika edilmiş kitaba ulaşmayı

Gerçek bir aşkın dokunaklı ve yürek burkucu hikâyesi... Hukukçu Mösyö Armand Duval'in yolu bir gün kamelyalarıyla ünlenmiş Matmazel Marguerite Gautier ile kesişir. Armand'ın kendi halinde bir hukukçu, Marguerite'in ise çiçeklerine sıradan bir ailenin bir aylık geçim kaynağını sarf edebilecek derecede sefahat içinde bir kadın oluşu, bu iki gencin birbirlerine ilgi duymalarını engellemez. Başından geçen onca şeye rağmen masumiyetini kaybetmeyen Marguerite, Armand Duval sayesinde hayatında ilk defa şefkati tan

Edmond Dantes, ikinci kaptan olarak çalıştığı geminin kaptanının ölmeden önceki son isteğini yerine getirir. Yerine getirdiği bu istek onun başına büyük bir bela açar ve on dört yılını hapishanede geçirir. Sonunda hapishaneden kaçar ve kendisini hapse attıranlardan intikam alır.

Krallık Muhafız Birliği silahşorlerinden Athos, Porthos ve Aramise, dArtagnan adında bir silahşor daha katılır. Dört gözüpek şövalye, kral ve kraliçe uğruna canlarını ortaya koymaktan geçinmezler.

İşte yeni soğancıklar... Ne kadar güzel, ne kadar saf, ne kadar temiz. Bunlar bana katran karası laleyi verecekler. Damarları çıplak gözle görülmeyecek, üzerindeki yas elbisesini bozacak bir tek leke olmayacak. Uykusuz gecelerimin, harcadığım bunca emeğin ve düşüncelerimin ürünü olacak bu lale. Ne ad versem acaba ona? Tulipa Nigra Barlaensis desem mi? Evet Baslaensis güzel bir ad. Rüzgar haberi dünyanın dört bir yanına yaydığı zaman, bütün lale Avrupası, bütün entellektüel Avrupa ayağa kalkacak.... Büyük si

Krallık Muhafız Birliği silahşorlerinden Athos, Porthos ve Aramise, dArtagnan adında bir silahşor daha katılır. Dört gözü pek şövalye, kral ve kraliçe uğruna canlarını ortaya koymaktan çekinmezler.

Aklından korkunç düşünceler geçiyordu. İçinde bulundukları kayık uzun bir yolculuğa çıkamazdı. Belki de onu sahilde uzak bir yere bırakacaklardı. Yargıç ona karşı çok kibardı, mektubu gözlerinin önünde yok etmiş, Noirtier'in adını anmazsa korkacak bir şey olamdığını söylemişti. Şimdi Katalanlar'ın küçük burnunun yakınındaydılar. Kıyıda bir kadının şeklini gördüğünü sandı. Mercedes sevgilisinin yakınlarda olduğunu hissetmiş olabilir miydi? Sahilden görünen ışığın Mercedes'in odasından geldiğini biliyordu. Y